15 EYLÜL DÜNYA PROSTAT KANSERİ FARKINDALIK GÜNÜ
Prostat, bir salgı bezidir.İdrar torbasının (mesane) hemen altında yer alan, içerisinden idrar kanalının (üretra) geçtiği ve ayrıca spermlerin testislerden getiren tüplerin (vas deferens) açıldığı bir organdır. Prostat bezinin asıl görevi meniyi oluşturan sıvının bir bölümünü salgılamaktır.
Prostat kanseri, prostat dokularında malign (kanser) hücrelerinin oluşturduğu bir hastalıktır. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de erkek kanserleri arasında akciğer kanserinin ardından en sık izlenen ikinci kanser türüdür.
Araştırmacılar, bir erkeğin prostat kanserine yakalanma riskini etkileyebilecek birkaç faktör saptamışlardır.
- Yaş: Prostat kanseri 40 yaşın altındaki erkeklerde nadir olup 50 yaş sonrasında görülme riski hızla artar. Her 10 prostat kanseri vakasından 6 sı 65 yaşından büyük erkeklerde bulunur.
- Ailesel Yatkınlık: Prostat kanseri olan bir baba veya erkek kardeşe sahip olmak, bir erkeğin bu hastalığa yakalanma riskini iki katından fazla artırır.Genç yaşlarda prostat kanseri tanısı almış birden fazla akrabası olan erkeklerde risk çok daha yüksektir.
Prostat kanseri riski üzerinde daha az net etkiye sahip faktörler arasında ise şunlar yer almaktadır.
- Diyet: Çok fazla süt ürünü tüketen veya gıda ya da besin takviyesi yoluyla çok fazla kalsiyum tüketen erkeklerin prostat kanserine yakalanma şansı biraz daha yüksek gibi görünmektedir. Ancak çoğu çalışma, ortalama diyette bulunan kalsiyum seviyeleri ile böyle bir bağlantı bulamamıştır. Ayrıca, kalsiyum diğer önemli sağlık yararlarına sahip olduğunun bilinmesi önemlidir. Öte yandan doymuş yağlardan ve kırmızı etten zengin, sebze-meyveden fakir beslenme alışkanlığının prostat kanseri riskini arttırabildiğine dair yayınlar vardır.
- Kimyasal mazuriyetler: İtfaiyecilerin prostat kanseri riskini artırabilecek kimyasallara maruz kalabileceklerine dair bazı kanıtlar mevcuttur.
Erken evrede hiçbir belirti vermeyen prostat kanseri, kanser dokusunun büyümesiyle birlikte bazı şikayetlere yol açabilmektedir.
- İdrar yapma sorunları: Yavaş veya zayıf idrar akışı veya özellikle geceleri olmak üzere daha sık idrara çıkma ihtiyacı gibi.
- İdrarda veya menide kan varlığı
- Ereksiyon (sertleşme) sorunu (erektil disfonksiyon)
- Kanserin, bulunduğu bölge dışında kemiklere yayılımı sonucu görülen kalça, sırt (omurga), göğüs (kaburga) ağrıları
- Bacaklarda veya ayaklarda zayıflık ya da uyuşukluk hissi, omuriliğe bası yapan kanserlerde mesane vaya bağırsak kontrolünün kaybı izlenebilecek diğer bazı şikayetlerdir.
Tarama, Prostat kanseri de erken tanı konulabilen ve tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hastalığın kesin tanısı biyopsi ile konulur. Genel olarak erkeklerin 50 yaşından itibaren, birinci derece akrabasında prostat kanseri görülenlerin ise 40 yaşından itibaren üroloji uzmanına düzenli olarak muayene olması ve kanda prostat spesifik antijen (PSA) testini yaptırması, erken tanı konulması açısından önem arz etmektedir.
Önleme: Prostat kanserinin önlemenin kesin bir yolu yoktur ve yaş, etnik köken ve hastalığa ait aile öyküsü varlığı gibi bazı değistirilemez risk faktörleri söz konusudur. Ancak riski azaltmaya yardımcı olabilecek bazı şeyler vardır:
- Düzenli fiziksel aktivite
- Sağlıklı bir kiloda kalmak
- Sebze oranı yüksek ve yağ oranı düşük bir diyet, prostat kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir.